Yılbaşı Çekilişine buyrun siz de katılın efeniimm:)



Bu sıralar yeni yeni blog dünyasına girmeye başladım. Şimdiye kadar sürekli dışarda gezince insan pek fırsat bulamıyor bilgisayar başında oturup blog incelemeye ama ne güzel bi dünyaymış aslında:)
İşte böyle bir gezinme sırasında karşılaştım Gülşah Önen'in sayfasıyla. Bir de ne göreyim bir yılbaşı çekilişi varmıışşşş....Eh ben de bi katılıyım dedim Hadi bana bol şanslar..

Buyrun bakalım bir de siz gözatın derim ben:)

http://www.gulsahonen.com/2014/12/yilbasi-hediye-cekilisim.html

Bir Kitap Önerisi Daha Gelsin...

İnsan evde oturunca herşeye fırsat bulabiliyormuş demek ki:)
Bu sıralar Beytepe'de "insansız hava sahası" hayatına alışmaya başladık yavaş yavaş. Bahçelide insana doyduk, Beytepe'de de kedi köpeğe...
Her dışarı çıktığımızda köpeklerin ve kedilerin peşinden koşturuyoruz minik baykuşla.  Dün parkta ilk kez Kağan'ın yaşıtı bir arkadaşla tanıştık ve nasıl mutlu olduk anlatamam (o da ben de napıcamızı şaşırdık vala:)
eh biz de evdeyken birlikte güzel ve verimli zaman geçirmek için evde aktivitelere ağırlık verdik. İnternette istemediğiniz kadar çeşit çeşit aktivite bulmanız mümkün tabi ama kitapların yeri bir başka yahu...

Bu haftaki kitap önerimiz ;

Tübitak Yayınlarından çıkan Caroline YOUNG'a ait "Bebekler ve Yürüme Çağındaki Çocuklar İçin Eğlendirici ve Eğitici Etkinlikler"

Kitapta yenidoğandan 2.5 yaşına kadar uygulayabileceğiniz çeşitli aktiviteler mevcut. Aylara göre gruplandırılarak resimli bir şekilde anlatılmış üstelik. 0-3 ayda minik oyunlarla başlayan, 3-6 , 6-12, 12-18 ve 18-24 aylar arasındaki gittikçe zenginleşen oyunlarla devam eden ve 2-2.5 yaş aralığında kıpır kıpır aktivitelerle biten bir kitap olmuş kendisi. Banyo ve karyoladaki oyunlar, müzikler, kitaplar, ev işlerine yardım, şekiller ve büyüklükler, renkler, çizimler ve boyamalar kitapta bulunan oyun başlıklarından sadece birkaçı.

Bazen Kağan bu kitabı gösterip bu kitabı okumamı bile istiyor ona. Onun da hoşuna gitti yani.
Minikler için minik ipuçları da bulabileceğiniz bu kitabı elinizin altında bulundurmanızda fayda var diyelim ve sevgilerimizi sunarak huzurunuzdan ayrılalım efeniimmmm...

Evde Etkinlik Denemeleri

Kuzey yarım küre için kış vakti, bizim için eve kapanma vakti geldi de çattı...
Ahh ahh ne de güzeldi Bahçeli de yaz mevsimi... Dostlarla bahçeli turları, Fatih Terim parkında gezinmeler, piknikler, taş ve yaprak toplamalar, köpüşlerle oynaşmalar, salıncaklar ve kaydıraklar...
Tabi diceksiniz ki "e canım kışın da çıkılır" yok efendim olmuyor maalesef. Taşındığımız için artık Bahçelide değiliz. Beytepe'ye geldik geleli burnumuzda tütüyor valahi.
Taşındıktan sonra da 2 haftalık Antalya tatili yazı biraz uzatmamıza vesile oldu ama korkunun ecele faydası yok:( Yine geldik kışın ortasına...
off Ankarayı sevmeyen biri olarak hala kendime gelemedim anlayacağınız..
Neyse bakalım gelelim Minik Baykuşla evdeki oyunlarımıza..

Tünel yapımı..
Aşağıdaki tüneli önceden de sizinle paylaştığım www.imaginationtree.com adresinde görmüştüm.
Kağan için hazırladığım tünelde renkli uzun çorabın içine süs taşlarından ve hediye paketinden tıkıştırdım ki Kağan tünelden geçerken ses çıkartıyor, onlarla oynuyordu. Tabi taşındıktan sonra ne kutu kaldı ne de boncuklar elimizde:) 


Bir diğer oyunumuz ise renkli makarna boncuklardı. Makarnaların bir kısmını kırmızı gıda boyası ile kaynatıp kuruttum. Bir kısmını kendi renginde kaldı.
Bu makarnalarla da hem kaptan kaba aktarmayı gösteriyorum, hem de Kağan'a renkleri anlatarak ondan makarna isteyip ipe diziyorum. (Bu benim etkinliğim oldu evet:)) Ben eğlendim ya yeter o bana.. 


Haydi bakalım şimdilik bunlar olsun, diğerlerini de sonraki yazılarda paylaşıyım.
Sevgiler...







Keçiboynuzu Tozu ile Yapılan Ara Öğün Tarifleri

Bu sıralar keçi boynuzu tozuyla yapıyorum bazı tarifleri. İşte onlardan ikisini paylaşıyım dedim.

Bunlardan birisi Minik Baykuşum ek gıdaya geçişinden kısa süre sonra tanıştığı ve hala yemekten büyük keyif aldığı bir tarif...

Malzemeler
2 adet elma
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı keçi boynuzu tozu
1 çorba kaşığı pekmez
1 çorba kaşığı ceviz, badem, fındık
1 tatlı kaşığı tereyağı

Yapılışı
Elmaların kabuklarını soyup rendeliyoruz ve ocakta 10 dk kadar pişiriyoruz. Elmalar yumuşadıktan sonra ocağın altını kapatıp içine tereyağını, tarçını, keçiboynuzu tozunu koyup karıştırıyoruz. Bir de tabi miniğin yiyebileceği ölçüde ufalanmış kuruyemişlerle pekmezi atıyoruz içine.
İsterseniz içine bisküvi de koyup minik toplar da yapabilirsiniz.


Bir diğer tarif ise kek tarifi.

Malzemeler
3 yumurta
1,5 su bardağı süt
2 yemek kaşığı keçiboynuzu tozu
1 su bardağı zeytinyağı
1 paket kabartma tozu (kabartma tozu kullanılırsa daha sağlıklı tabi)
1 su bardağı tam buğday unu
1 yemek kaşığı kakao
1 yemek kaşığı tarçın
1 adet muz


Yapılışı
Süt, kakao, zeytinyağı, tarçın, keçiboynuzu tozu mikserle karıştırın. Sonra yumurta, kabartma tozu, un ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Tepsiyi yağlayıp, fırını 180 derecede ısıtın. Karışımı tepsiye döküp üzerine muzları küçük küçük doğrayın.
Verin fırına pişsin ve miniklerle siz afiyetle yiyin.



İyi ki Doğdun Minik Baykuşum

Geçen yıl bugün...şimdi..şu an... 16.09.2013 saat 10:10 da girdin dünyamıza..her şey sen oldun bir anda. Seninle anlam kazandı bu dünya.. Sensiz hiçbişeymişiz o ana kadar... İyi ki geldin minik baykuşum. İyi ki doğdun..

Bebekle Oyun ve Aktivite

O kadar çok yazılacak paylaşılacak şey var ki bu sıralar, gezmekten dolaşmaktan fırsat bulamadım. Minik Baykuş yaşına girmeden 10.000 km bakımına girecek neredeyse.
Ama bi yerden başlamak lazım diyerek başlayalım yazıya....
Minik Baykuşla evde uzun zamanlar geçiriyoruz birlikte ve artık bebeklik dönemi bitti. Özellikle 6 aydan sonra aktivitelere ufak ufak başlamıştık.
Ben Traccy Hogg'un sıkı bir takipçisi olduğum üçün, şimdiye kadar Kağanın beslenme saatleri gibi oyun ve park saatleri de düzenliydi, tabi evde olduğumuz zamanlarda. Evindeyken düzenli ve musmutlu bir bebek olan baykuş, başka bi yerde kaldığında tanınmaz bir hale geliyordu resmen bir süre sonra.
Bir de buna geçtiğimiz haftalarda hastalık eklenince geçen 2 hafta boyunca çıldırmanın eşiğinden döndük diyebilirim.Neyse canım, geçti gitti ilk hastalık... (başucu soğanları, ıhlamur kürleri vs vs eşliğinde)

Gelelim Kağan'la yaptığımız aktivite ve oyunlara...
Zaman içinde burdan paylaşıcam neler yaptığımı ama bu yazı biraz konsantre olsun istedim. Yani her anne bebek sitesinden bulabilirsiniz oyunları, ama ben size farklı olarak benim öğrendiğim kaynakları paylaşıyım dedim.

Benim faydalandığım kaynaklar şöyledir efenimmm,

http://www.babycenter.com/
http://theimaginationtree.com/

Bu siteleri yeni keşfettim sayılır ve biraz inceleyince çok faydalı bilgiler yer aldığına emin oldum. Bebeğinize ve size uygun olan aktiviteyi buralardan bulabilirsiniz.

Vazgeçilmezim kitaplarımdan da önerilerim şunlardır,
Optimist Yayınlarına ait olan Victoria VILSON'un yazmış olduğu "Çocuğunuzun Yaratıcılığını Geliştirin" ile çocuğunuz ile hem keyifli zaman geçirin hem de yaratıcı fikirler için onu teşvik edin. Bıırakın çocuğunuzun canı sıkılsın felsefesi ile yaratıcı teşvikler u kitapta sizi bekliyor:)
Bir diğer öneri kitaplar ise "Akıllı Bebeklerin Oynadıkları 365 Oyun" ile "Akıllı Bebek Yetiştirmek İçin 135 Egzersiz" Bu kitaplarda da bebeğinizle oynayabileceğiniz oyunlar ve egzersizler yer alıyor.

Sizin de faydaı olduğuna inandığınız kaynaklar varsa paylaşırsanız çok seviniriz.

Şimdilik bu kadar diyorum ve koşarak uzaklaşıyorum...
Bu sıralar hazırlıklar yoğun
"Bird
day Party is coming!!!"
Sevgiler...

tarihe not : 30 da bittiii:)

30 yaşımın en güzel hediyesi sensin minik baykuşum...
Hani klasik bir laf vardır ya "benim doğum günüm senin bana geldiğin gündür" diye... benim için de öyle... benim doğum günüm annem için bugün, benim için de 16.09.2013 tarihidir sanırsam:)
Bugüne kadar sensin çok gezmiş, çok eğlenmiş ve çok çok çok olmuş olabilirim ama bundan sonra hayat seninle daha güzel olacak eminim.. senin sevgin, senin bakışın, senin kokun, senin sesin, senin sıcaklığın... eksik olan yerini buldu ailemizde...biz seninle aile olmuşuz tam anlamıyla... iyi ki geldin canımın içi...
En güzel 30 yaş hediyem benim...
Şimdi gelsin yeniden 20 li yaşlar:))


Anneliğin Püf Noktaları Bu Kitapta "ÇAKMA ANNE"

“Bu kitabı çocuklarla ve onların ilkel versiyonu bebeklerle nasıl baş edeceğinizi anlatan bir rehber gibi düşünebilirsiniz. Kestirme yollardan bahsediyor, sadece yüzde kırk çabayla nasıl ebeveynlik yapılacağına dair taktikler veriyor. Yarım yamalak bir iş çıkartıp bunu kimseye fark ettirmemenin püf noktalarını sunuyor. Kısacası bundan sonra “Çakma Anne” sayesinde, o bebek her savaştan galip gelmeyecek.” (Çakma Anne-iç kapak yazısı)
Bu yazımdaki kitap önerisi Laurie KILMARTIN, Karen MOLINE, Alicia Ybarbo, Mary Ann ZOELLNER tarafından kaleme alınan “Çakma Anne” .

Bu kitapla Remzi Kitabevinde bebek bakımıyla ilgili faydalı bir kitap bakiim de onu okiim dedim. Bir sürü kitabın arasından renkli bir kitap seçtim ve bir de baktım ki “Çakma Anne”! hemen kapağındaki yazıyı okudum ve İşte dedim tam ihtiyacım olan kitapJ
“Biz mükemmel olamayan anneler için ebeveynlik rehberi”
Bu kitap hem başucu hem de kumsal kitabı… Kumsalda fırsat bulup da dinlenebileceğiniz zamanlarda da çok iyi gider.
Okurken ben çok eğlendim, çok şey de öğrendim. Örneğin,
“10 sn kuralı : Yere Düşen Emzik” sf : 41
“Her hafta sonu saat 9 a kadar yatakta kalmanın yolları” sf : 42
“Başka bir anne çocuğunuza bağırırsa telefonla konuşmayı kesmeli misiniz?” sf : 79
“Bezini dolduran yenidoğanı anında başkasına teslim etmenin püf noktaları” sf : 82
“Gecenin köründe ağlayan bebeği duymamanın yolları” sf : 88
“Spor yapan annelerle başa çıkmanın yolları” sf : 96
“İşi arayıp da –çocuğum hasta, gelemeyeceğim- demek istemiyorsanız ne yapmalı?” (ilerde lazım olacak gibi görünüyorJ sf : 123
“Doğurmadan önce yapmanız gereken son şey” (bunun için biraz geç kaldım, umarım sizin için vakit vardır sf : 169
Umarım sizin için de eğlenceli bir kitap olur, sakın kitapta yazılanları evde denemeyin….
Lütfen.. bak gerçekten denemeyin…



Ve nihayet diş buğdayı partisiiii...

Tarihe not :

Minik baykuşun ilk dişi 21.05.2014 de çıktı.

Kayınannemlerle oturuyorduk ve ben Kağan’a mama yedirirken bir de baktım ki ne göreyim!!! Tabi ben en saf halimle bağıra çığıra sevindim ama ne biliyim ilk farkedenin hediye alacağını… Neyseki kayınannemler beni o dertten kurtardı da diş hediyesini hemen alıp geldilerJ

Evde ailecek mini bir kutlama yaptık bikaç gün içinde. Eh yetmez ama J Ben o aşamada diş buğdayını nasıl yaparım, ne hazırlarım diye düşünürken sürekli erteledim ve en sonunda Antalya’da annemlerin yanında kutlıyım diye karar verdim. Orda annemle yaptık hazırlıklarımızı, çağırdık dostlarımızı…
Tabi biz diş buğdayını yapana kadar minik baykuşun dişleri dörtledi… Hazırlık olarak önce bi diş kurabiyesi yaptım, Ankaradayken. (Onun tarifini aşağıda veriyorum, ordan bakabilirsiniz.)

Diş partilerinin olmazsa olmazıdır diş şeklinde yaş pasta ama kim yiyecek onu antalya’nın sıcağında.. Kendim bi beze hazırladım, üzerine krema ve çilekler hop oldu bitti vala.
Ankaradayken bi de süs püs işlerini de hazırlamıştım. İşte servisler, diş çubukları, etiketler, teşekkür kartları falan. Onların baskısını da Antalya’dan aldım. O iş de öyle halloldu. Yani el emeği göznuru oldu tamamıJ
Eh diş buğdayından bahsetmişken diş buğdayı tarifi vermemek olmaz di mi?
Her zamanki gibi doğaçlama ölçülerle anlatıyım size.

Diş Buğdayı Tarifi
-Kafanıza ve bütçenize göre kuruyemiş (fındık, badem, ceviz, çekirdeksiz siyah üzüm)
-Tarçın
-Çimlenmiş buğday

Hazırlanışı
Buğdaylarınızı bir gece önceden haşlayın, sonra kuruyemişleri (üzüm hariç) buğdaylarla aynı boyutta olacak şekilde rondodan geçirin ve sonra atın buğdayların içine. Tarçını seviyorsanız bolca tarçın koyun ki şeker koymanıza gerek kalmaz. Bir de üzümün şekeri var zaten. Tarçın da yetmezse bal ekleyebilirsiniz.
Afiyet olsuuunnnnJ

Velhasılı kelam neymiş efendim, erteleme, üşenme! O diş buğdayı yapılacak arkadaşJ

Gelgelelim diş buğdayı kuabiyesi yapım aşamalarına…
Öncelikle internetten kurabiye malzemelerini aldım. Biraz pahalıya patladı ama kurabiye yapmayı çok sevdiğim için pek gözüme görünmedi açıkçası.

Malzemeler
-          -Diş ve bebek arabası şeklinde kurabiye kalıpları
-          -Şeker hamurları (500 gr şeker hamurundan 25 adet kurabiye çıkarttım. Kalınlığına göre değişir tabi bu sayı) (ben 500 gr beyaz, 250 gr kırmızı aldım, tabi kırmızıdan arttı baya)
-          -Merdane
-          -Kurabiye Fiyonk enjektörü
-          -İsim şablonu
-          -Kurabiyeleri takmak için çubuk
-          -Poşet (kurabiyeleri koymak için)
-          -Kurdele

    Öncelikle internetten dilediğiniz, kolayınıza gelen tarifi bulun ve seçtiğiniz tarifle hazırlayın kurabiyenizi. (tariflerde yazıyordur ama ben yine de söliim, hamurunuzu hazırladıktan sonra yarım saat kadar dolapta bekletmeniz gerekiyor. Bilginize efenimJ) Kurabiyenizi kalıpla kesip tepsiye dizdikten sonra pişirmeden çubuklara yerleştirin. Piştikten sonra şeker hamurunu da aynı kalıpla kesin (bebek arabasında kesim yönüne dikkat edin, ters olmasın). Sonrasında ballı su hazırlayın ve fırça ile kurabiyeye sürün (şeker hamuruna su değmesin elinize yapışıyor ve dokusu bozuluyor, tecrübeyle sabitJ.

Üzerine önce isim şablonuyla dilediğiniz kelimeleri yazın fiyonk enjektörünü daha sonra ekleyin. Fiyonkun üzerine isim şablonu gelmesin.

Ayy ben yapamam böle şeylerle uğraşamam diyosanız alın size yeni bir tarif,
Googledan “diş partisi kurabiye” yazın bulunduğunuz şehrin ismini de yazın ki kargo masrafınız olmaz belki, siparişinizi verin, hop gelsin istediğiniz yere istediğiniz saatteJ









Bebek Bisküvisi Tarifi

Ünlü saz üstadı Hayko CEPKİN'in de dediği gibi "Çoookkk zaman geçtiiii üstünden"..
Aynen benim bir önceki yazımın da üstünden çok zaman geçmiş yahu:)
Bu arada neler oldu neler.... Minik Baykuş katı gıdalara geçişini tamamladı (4. aydan başlamıştık ufak ufak alıştırmalara ve 6. ayda sorunsuz bir geçiş sağladık) , bir de dişi çıktı:) Artık tek dişli canavarımız var...
Katı gıdaya geçişte en büyük sıkıntım Kağan'ın yediklerinin doğal ve ev yapımı olmasına dikkat etmek oldu.
Uzun zamandır da bebek bisküvisi denemelerim oldu ve hangisi daha güzel, hangisini sizinle paylaşabilirim diye sürekli bir araştırma içerisindeydim. En sonunda "hıh, tamam bu oldu" dedim ki, bu sefer tüm bildiklerimi, öğrendiklerimi ters yüz eden bir şey duydum. Çok güvenilir bir diyetisyenden evde yapılan bebek bisküvilerinin sindirimi zor olduğundan bebekde sindirim bozuklukları, çölyak gibi çeşitli rahatsızlıklara yol açabileceğini öğrendim. Bu nedenle bilmiyorum ne kadar doğru ne kadar değil evde bisküvi yapmak... ufff çok karışık:(
Ama ben sizinle deneyimlerimi paylaşacağım yine de...
İlk bisküvi deneyimim irmikli idi. Bildiğiniz üzere irmik bebekler için faydalı bir besin kaynağı ancak bisküvinin içinde irmikler tam erimediği için ilk günlerde birkaç kusma ve öğürme sıkıntıları yaşadı Kağan. Daha sonra baktım bu irmikle bisküvi yapmak sıkıntılı olacak, hop çıkarttım irmiği içinden ve başka bir tarif denedim. Ama irmiği de yemesi gerektiği için, muhallebisini irmikli yapmaya başladım ve böylece sorun çözülmüş oldu.
Bebek bisküvisinde başka bir handikap da içerisine pekmez ekleyip eklememek.
Son bisküvi denememde içine pekmez koyup tarife göre yaptım ve tadı muhteşem oldu. Bisküvileri Kağan'dan çok ben yedim diyebilirim. Çayınızın (bitki çayı tabi ki) yanında harika gidiyor.
İşte son denediğim tarifi paylaşıyorum efenim:)

Malzemeler
2,5 çay bardağı un (organik un daha makbuldür)
2 çaybardağı pirinç unu
4 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı pekmez (pekmez koydum bu tarifte ama pekmez koymadan da yapılabilir)

Hazırlanışı
Bütün malzemeleri karıştırın (eğer hamurunuz sert olursa süt ile yumuşatabilirsiniz) Dilerseniz elinizde yuvarlayın, dilerseniz kurabiye kalıplarıyla kesin, şekil verin.
Son olarak da 175 derece önceden ısıtılmış fırında 20-25 dk pişirin, hop işte bu kadar basit:)
Bu arada eğer pekmez koyarsanız hamur biraz esmer oluyor, fırında rengine aldanıp çıkarmayın hemen..

Bisküvi tarifimi de verdiğime göre, şimdi başlasın diş partisi hazırlıklarııııı:)





Bugün 20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü…Şimdiki çocuklarımızın ve zamanında çocuk olan bizlerin bu güzel günü kutlu olsunJ


Bugün için yazmakta biraz geç kaldım ama yine de dilerseniz ASSİTEJ’in www.assitej.org.tr sayfasından bugünün etkinliklerine ulaşabilirsiniz. Assitej son 2 yıldır “Bugün çocuğunuzu bir tiyatro oyununa götürün” sloganını kullanıyor. Tabi bizim minik baykuşu tiyatroya götüremedim ama ona evde mini bir kukla tiyatrosu hazırladım. İkea’dan aldığımız parmak kuklalarla da hayvanlar alemini tanıtmaya çalıştım. Ben çok eğlendim, umarım o da eğlenmiştirJ


Bugün bir de arkadaşlarımın hazırladıkları çocuk oyunu için kostüm hazırladım ki o da ilk kostüm denemelerimden oldu ama o kadar uğraşmaya deydi doğrusu. Hadi bakalım minik tiyatroseverlere çorbada bizim de tuzumuz bulunsun.


Çocuğunuz için tabi bir güne ayırmak yetmez tiyatroyu, size bugün bir bahane olsun. Haydi bakalım ilk fırsatta götürün bıdıkları bir oyunaJ

20 mart bahane tiyatrolar şahane:)

Kitap Önerisi - Akıllı Bebek Yetiştirmek İçin 135 Egzersiz


Bebeklerde ilk 5 yıl çok önemliymiş. Bebeğin hem bedensel hem zihinsel olarak gelişimi için de egzersiz gerekli. 

Margeret Sasse tarafından yazılan "Akıllı Bebek Yetiştirmek İçin 135 Egzersiz" adlı kitapta, doğumdan 5.5 yaşına kadar olan süreçte bebeğiniz için yapabileceğiniz egzersizler resimlerle desteklenerek anlatılmış.
Ayrıca aylara göre gruplandırılmış bir şekilde verilmiş egzersizler.
Tabi bizim Baykuş üzerinde denediğim oyunlara bakılırsa gayet eğlenceli diyebilirim. 
Eh hadi size iyi eğlenceler o zaman:)


Bir Anne'den oğluna mektup...Bu ülkede kötü şeyler oluyor oğlum...

Bu ülkede kötü şeyler oluyor oğlum.

Bu ülke masum değil artık. İnsanlar, ölümü haketmeyen çocuklara ağlamayı bıraktılar. Susmak işleri geliyor da ondan. O kadar sıradanlaştı ki acılar. Yalan söylemek o kadar kolaylaştı ki. İnsanlar birbirinin acısına yabancılaştı burada.
Bu ülke tarihinin en acımasız, en vicdansız günlerini yaşıyor. Yaşadığımız acıları bile çok görenler var aramızda. Çocuklarımızın ölümüne duyarsızlaşanlar var.


Bu ülkede kötü şeyler oluyor oğlum.

Bazı insanlar düşünceleri yüzünden hapishanede yaşamlarını yitirirken, çaldığı paralardan, sebep olduğu ölümlerden dolayı umarsızca dolaşabiliyor diğer “bağzı” insanlar.

Bu ülkede kötü şeyler oluyor oğlum.

Ağaçlar para için kesiliyor bu ülkede. Senin soluyacağın havayı çalıyorlar senden.

Bazı insanlar “kral çıplak” derken, diğerleri görmezden geliyor gerçekleri. (hatırlat da sana anlatıyım o hikayeyi, çok ihtiyacın olacak bu ülkede)

Bu ülkede güzel şeyler de olabilirdi oğlum.
Affet bizi biz beceremedik.
Dün Ethem, bugün Berkin, yarın kim olur bilinmez. Ama unutma oğlum. Sen Ethem’sin, sen Ali İsmail’sin, Sen Berkin’sin ve sen daha nicelerisin.

Bu ülkede güzel şeyler olmalı oğlum.
Affet bizi, biz beceremedik…




Örümcekler ses çıkartır mı?


Herkes bilir "Ali Baba'nın Çiftliği" şarkısını...

Bizim de peleseng şarkılarımızdan biri oldu kendisi bu aralar. Bizim minik Baykuş pek seviyor ve hatta bazen şarkıya eşlik etmeye çalışıyor. (Merak etmeyin "aman da bizimki pek bi akıllı, pek sevimli, yok böyle bir bebek" muhabbeti yapmaycağım size:)
Hani şarkıda vardır ya;

"Ali Baba'nın bir çiftliği var
Çiftliğinde kedileri var
Miyav miyavvv diye bağırır
Çiftliğinde Ali Baba'nın..."

Hıh işte, geçen gün nerden aklıma geldiyse Ali Baba'nın çiftliğinde "örümcekler" var diyiverdim. 
Sonra derin bir sessizlik veeee "diye bağırır, çiftliğinde Ali Baba'nınnn" diye devam etttik.

Ben de geçen hafta sırf böyle söylemekle olmaz, birazcık da Ali Baba'nın çiftliğindeki hayvanları gösterelim diye düşündüm ve bişeyler çizdim. Artık yeni karekterlerimiz var.


Kedi Medi, Köpük Köpek, KAplumbağa Kaku, Kuzu Muzo, Mor İnek (bu mor inek çok yaratıcı olmadı farkındayım:), ve derin bir sessizliğe sahip olan Örgücü Örümcek.
Şimdilik Ali Baba'nın çiftliğindeki dostlarımız bunlar. Bakalım başka hangi dostlar eklenir zaman içinde...




Süt Arttırıcı Çaylar

Çevremden duyduğum süt arttırıcı çay tariflerimi de buradan paylaşıyım istedim. Bu sıralar vazgeçilmez içeceklerimden oldu kendileri. Unuturum falan, kayıtlara geçsin ki bu tarifler belki ilerde yine lazım olur.

Önceden de yazmıştım anne sütü arttırıcı yiyecek ve içecekleri tabi ama her geçen gün insan yeni bir şeyler öğreniyor azizim.
Karışık bitki çayı tarifinden başlayalım. Bu tarif can dostum, ahretliğim Nilgüş'ten.
Bilindiği üzere her bitki çayını içemiyoruz biz "emzikliler"
Bu tarifte kullanacağımız bitkileri aktarlardan rahatlıkla bulabilirsiniz. Ben kendi kullandığım ölçüleri yazıdım ama siz doğaçlama takılabilirsiniz. Zevkinize göre katın katıştırın.

Malzemeler ise şöyle,
- Kuru papatya (1 çorba kaşığı)
- Anason (1 tatlı kaşığı)
- Tane kimyon (1 tatlı kaşığı)
- Kabuk tarçın (1 adet)
- Ihlamur (1 tutam)
- Rezene (1 çorba kaşığı)

Bir başka süt arttırıcı tarif ise komşum Gülşah Hanım'dan.
4-5 adet kuru inciri 3-4 parçaya bölün, kaynar suya atıp, çayını için.

Tabi unutmamak gerekir ki, bitki çaylarının çok fazla kaynatılması zararlı olabilir. O yüzden kaynayan suyun içine atıp, demlenmesini bekleyin.



Bir Annenin Tarifleri-Balkabağı

Efendim bu aralar bizim mutfakta şekersiz bişeyler pişirme pek moda:) Geçenlerde balkabağını şekersiz pişirme girişimim oldu. Aynen şöyle yaptım, doğradığım kabakları fırına dayanıklı kapaklı bir pişirme kabına koydum (kapaksızı da denedim ama o baya kuru oldu), 1 portakalı dilimledim, içine biraz toz tarçın bir de kabuk tarçın attım. Pekmez olmadığı için pekmez koyamadım ama sizde varsa mutlaka üzerine şöyle bir gezdirin. Sonra koydum fırına, 15-20 dk 180 derecede pişirdim.
Sonuç mu? Şahsen ben çok sevdim ama eşim pek beğenmedi. Tamam itiraf ediyorum pek değil hiç beğenmedi.
Baktım biraz fazla yapmışım, kalanlar bozulacak gibi, kıyamadım. Hemen üzerine bisküvileri kırıp karıştırdım. Top şeklinde yuvarladım, üzerine de hindistan cevizi... İşte o zaman eşim de severek yedi, bilmeden şekersiz balkabaklarını:) Tabi o kadar sevdik ki bu balkabağı topcuklarını, fotoğraf çekmeye fırsat kalmadı..O yüzden fotoğraf koyamadım.
Şimdilik eşimin üzerinde deniyorum bu işlemleri, ileride bakalım bizim minik baykuş yutacak mı bu numaraları:)
Eh bu tarif de zamanı kısıtlı anneler ile çocuğuna balkabağı yedirmeye çalışan annelere gitsin, umarım faydalı olur. 

"Ben yaptım oldu:)"

Bu aralar Kağanla evdeyiz... Uzuunnn gezmelerden sonra özlediğimiz evimizde bol bol vakit geçiriyoruz.
Eh Kağanla evde otururken de bişiler yapalım dedik. Can sıkıntısından hazırladığım birkaç kurgu fotoğrafı paylaşıyım sizlerle de.
Bakın bakalım nasıl olmuş...




Arımayam Hoşgeldin

Vee işte sonunda bitirebildim:) Sonuçta bu blog bir hatıra defteri gibi olacak Kağan ve benim için, o yüzden burada da yer almalı diye düşündüm...
İyi seyirler yo!

"Daha Sade Bir Hayat" Mümkün mü?

Bu sıralar elimden düşüremediğim bir kitabı paylaşmak istedim. Kim John Payne'in "Daha Sade Bir Hayat" adlı kitabını internette gezinirken "Blogcu Anne" den keşfettim.
Etrafımızı saran tüketim çılgınlığına "hele bir dur" diyen bu kitap aslında çocuklar için yazılmış ama her satırında her kesimden insana hitap etmekte bence.
Evdeki fazla oyuncakları temizlemekle kalmıyor, aynı zamanda buzdolabınızı, kitaplarınızı, hayat ritminizi düzenliyorsunuz ve sadece "ihtiyacınız olan" ile yolunuza daha huzurlu bir şekilde devam ediyorsunuz. Tabiki de hayat tarzımızı değiştirmek "pat" diye olmuyor, bağzı şeyleri değiştirmek zor olacaktır ama küçük adımlarla mutlu bir ailenin temellerini atmak da mümkün görünüyor sanki. Zaten siz ufak bir adım atın hele, gerisi gelir:)

Benim kitaptan anladığımı bir cümleyle özetleyecek olursam ki o da şudur : Çok fazla "şey" çok fazla mutluluk değildir...

Kitapta sevdiğim bölümleri de sizinle paylaşmak istedim. Buyrun bakalım...

"...Diğer yandan sadeleştirmek, sadece bir şeylerden kurtulmak değildir. Aynı zamanda hayatınızda, amaçlarınızda ve kalbinizde yer açmakla ilgilidir. Fiziksel ve zihinsel karmaşa azalınca dikkatiniz artar."

"Sadeleştirme, dikkatimizi dağıtıp karışıklık yaratarak çocuğumuzla ilişkimizi zedeleyen şeylerden kurtulmaktır."

"Çocuğumuzun her can sıkıntısına müdahale eder ve her iç çekişine yeni bir oyuncakla veya eğleceyle cevap verirsek onu yaratıcılığını geliştirme fırsatından mahrum bırakmış oluruz. Oyuncaklarla ilgili önerim şu : Ne kadar az, o kadar fazla."

Ve daha fazlası kitapta...

İyi okumalar, sevgiler.

Antalya'da salı günleri saat 10.00 da ambalaj atıkları kapıda!

Eh malumunuz, doğumdan beri yaklaşık 4 aydır izindeyim ve fırsat bu fırsat diyip Antalya'ya kaçıp geliyorum sürekli. Önceden 1 haftalık sürelerle geldiğimiz için eş dost akraba ziyaretleri derken pek çevreye bakamıyorduk. Ama bu gelişimde biraz daha rahat gezip dolaşma imkanı buldum.

Geçenlerde yolda bir tabelada geri dönüşümle ilgili bir ilan gördüm ancak arabada olduğum için pek inceleyemedim. Sadece geri dönüşümle ilgili bir proje olduğunu anladım ama "keşke işe yarasa" diyip geçtim. Yaklaşık 2 yıl önce Çankaya Belediyesi'de böyle bir projeye başlamış ancak sonu gelmemişti. Her apartmanın önünde karton bir kutu vardı ve o kutuya atıyorduk kağıtları. Aradan 2 ay geçti bir baktık ne karton kutu var ortada ne de gelip toplayan. Tek emanetçimiz kağıt toplayan sokak işçileriydi, onların bulması umuduyla koyuyorduk kağıtları bir kenara.Bu yüzden de "gerisi gelmez bu işin" diyip geçtim.

Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl...


Vee işte sevgili okuyucum (eğer bu yazdıklarımı okuyan birileri varsa:) bir yıl daha geçti ömrümüzden.

Bu yıl bizim ailemiz için oldukça hareketliydi. Geçen yıl bu zamanlarda çocuk isteyip istemediğimi kendimle tartışırken, şimdi minik baykuşumuz 3.5 aylık oldu bile.
Zaman ne çabuk geçmiş. Acısıyla, tatlısıyla, kırgınlıklarıyla, umutlarıyla, mutluluklarıyla, hüzünleriyle, sevinçleriyle.... Her geçen yıldan farklıydı benim için, çünkü 3.5 aydır zaman kavramını daha iyi anlar oldum. Zaman sadece takvimlerden ibaret değilmiş, zaman bir bebeğin gülümsemesinde, bir kuşun ötüşünde gizliymiş.
Bu yıl da her zamanki gibi eşimle birlikte bir liste yaptık. Her yıl olduğu gibi bu yıl da listenin en başında "dans kursuna gitmek" var. Tabi ki gitmiycez ama bir umut işte:)
Biraz geç de olsa yeni yılınız kutlu olsun:)

Bir Annenin Tarifleri-Ayva

Bu bölümde sizinle anne mutfağından tariflerimi paylaşacağım sizinle. Nedir bu anne mutfağı diyenlere şöyle anlatıyım...
Bir anne ne yer ne icer, ne yedirir ne içirir?? Benim henüz 3 aylık bir bebeğim olduğu için tatbiki bir anne olarak benim ne yediğim önemli bu aralar. Eh ben de süt yapan, yararlı bişeyler yemeye çalışıyorum. Gün geçtikçe ek gıdalarda falan başka tarifler paylaşmayı düşünüyorum...
Haydi bakalım gelsin ilk tarifimiz o zaman;))
Bu aralar ayva var ortalıkta bolca. Eh kendisi de süt yapan meyvelerdendir bildiğiniz üzere. Ayva ile yapabileceğimiz tatlılar bellidir sonuçta ama ben farklı olarak şeker kullanmadan bişeyler yapmaya çalıştım bu hafta. Öncelikle bildiğiniz ayva tatlısının farklı bir versiyonunu anlatıyım. 
Öncelikle içinizden geldiği kadar ayvayı alın,