Bir haftasonu böyle geçti...

Bugün cuma biliyorum ama bu haftasonu gelmeden bir önceki güzel haftasonumuzu sana anlatıyım dedim baykuşum...

Cumartesi günü baba baykuş şehir dışındaydı ve seninle güzel bir kahvaltı-meyve-çorba-uyku rutininden sonra attık kendimizi sokaklara. Seni ananeye bıraktım ve senin için bişeyler yapmak adına Gymboree'deki Sevgili Sema YÜCE'nin "Sevgiyle Disiplin" konulu söyleşisine katıldım. Bir önceki hafta da  işyerinden arkadaşlarla "İletişim Becerileri" eğitimi için bir tanışma toplantısı organize etmiştik, kendisiyle orada tanışma fırsatı buldum. O kadar tatlı, o kadar sevecen, o kadar sevgi dolu bir insan ki... Onun seminerinden çıktıktan sonra arabadayken "bu ülkede iyi şeyler de oluyor demek ki" dedirtti bana. Düşün o kadar
etkiledi beni...

Seminerde neler öğrendim?

Öncelikle sana "yap-ma, koş-ma" gibi içinde "-me, -ma" geçen kelimeler kullanmamam gerekiyormuş, çünkü sen onları "yap, koş" olarak algılıyormuşsun. (ben aslında kullanmıyorum, koşmak yok, atmak yok" dediğimde seninle anlaşıyoruz... 1 puan aldım bu konudan:) Ayrıca "ben" dili kullanmak gerekirmiş. "Yapmanı istemiyorum çünkü..." gibi.

İç kontrollü disiplin ve dış kontrollü disiplin arasındaki farklar üzerine konuştuk. İçinden gelerek dişlerini fırçalaman, ellerini yıkaman gibi rutin işlerde "aferin" demek yerine "temiz bir çocuk olman ne güzel" gibi genel mesajlar kullanmak gerekiyormuş. Bu konuda aldığım puanı kaybettim çünkü ben her iş yaptığında sana bir "aferin" çakarım:)

Sana ve kardeşlerine vermem gereken mesajlara gelince;
- Sözel mesajlar (yukarıda bahsettiğim)
- Hediye almak
-Dokunmak
- Hizmet etmek
- Kaliteli beraberlik

Bir de senin sevindiğinde bana verdiğin mesajlara göre senin ödüllendirmemin sana daha net bir mesaj vereceğini öğrendim. Sen sevindiğinde gelip sarılırsın mesela, (ah bi de sırtıma pıt pıt vurunca mest oluyorum:) ben de sana sarılınca bu sefer dişlerini gıcırdata gıcırdata daha çok sarılıyorsun:)
Ahhh şimdi işten kaçıp sana sarılasım geldi...

Bir deeee yumuşlar-dikensiler ve plastiklerle ilgili çok güzel bir hikaye anlattı Sema Hanım. Hikayeyi burda yazamayacağım ama sonucundan bahsediyim sana. Hikayedeki yumuşlar sevgiler anlamında. Dikensiler kötü sözler-duygular, plastikler ise yapmacık iyilikler-sözler...
Hikayeden çıkartılan kıssadan hisse, herkes birbirine yumuş versin, dikensileri ve plastikleri hayatımızdan çıkartalım idi.
Gerçekten de yumuşlarla dolu bir dünyada yaşamanı çok isterdim. Çevremizdeki insanların plastiklerinden-dikensilerinden seni korumaya çalışacağım ömrüm boyunca, sana söz veriyorum ama koruyamayacağım durumlar elbette olacak. Bunun için kendi kendini korumayı öğrenmelisin... Umarım hep yumuş insanlarla tanışırsın:)
Heybende yumuşların bol olsun çocuk...

Bu hikaye dışında aşağıdaki söz de çok etkiledi beni...

"Sen ben değilsin
Ben sen değilim
Ben sen olmak için gelmedim bu dünyaya
Ben sen değilim
Sen ben değilsin
Sen ben olmak için gelmedin bu dünyaya"

bu sözün kime ait olduğunu Sema Hanım söylemişti ama unuttum:(

Bir de öneri kitaplarımız vardı, onları da aldım yavaş yavaş okuyorum bakalım:)
- Çocuklar için Beş Sevgi Dili (Sistem Yayıncılık)
- Beni Gerçekten Duyuyor musun? (LEyla NAVARO)

Bir de 3 ile 12 yaş arasındaki çocuklar için Hiperaktivite Derneğinin "Macera Ormanı" ve "Tam Zamanında" isimli oyunlarını tavsiye etmişti. Seneye unutmazsak alalım oynayalım seninle o oyunları:) Bu oyunlar çocuk psıkiyatristleri tarafından hazırlandığı için çocukların aileleriyle birlikte oynayabileceği oyunlarmış...

İLK TİYATOROOOMUZ:)

Pazar günü de birlikte ilk tiyatoro oyunumuzu seyrettik:)
Başak ablan tiyatrolarına (Tiyatro Tempo) 0-3 yaş bebek oyunu geleceğini söylediğinde çok sevinmiştim ve işallah bi aksilik çıkmaz diye dua ede ede ogünü zor etmiştim heyecandan. Mustafa Alp, Asya, Alin ve İlaya da haber verdik ve hooop ekibi tamamladık:) Sözsüz bir oyundu tabiki ve içinde müziğin de çok güzel bir yer bulduğu, senin keyifle ve dikkatle izlediğin bir oyun oldu. Tam uyku saatine denk gelmesi biraz sıkıntılı oldu ama hepimiz çok keyif aldık. Salon çok ferahtı, izleyici sayısı da gayet normaldi. O nedenle hiçbir çocuk sıkılmadan mızırdanmadan tam vaktinde bitti oyun...

Aklımızda güzel anılarla güzel bir haftasonu kaldı geride...