Anne olunca...

O kadar uykusuz kalırsın ki fırsat bulup uyuduğunda bile rüyanda uyuduğunu görünce mutlu oluyorsun!!!
Ama değiyor be kardeşim...

Minik Baykuşum dünyaya gözlerini açtı...

16 eylül Pazartesi günü hayatımın dönüm noktalarından biri oldu. 
Her şey cumartesi akşamı "Kelebeğin Rüyası" filmini izledikten sonra başladı sanırım. O fillmi izleyip, (sonunu izlemeye içim elvermedi o derece yani) üzüntüden ağlayınca canım oğlum daha fazla dayanamadı ve gelmeye karar verdi. Eğer o kadar üzülmeseydim herhalde bir süre daha içerde beklemeye devam edecekti. Diğer taraftan Pazar akşamı da doktorumuzun verdiği süre bitecek, suni sancı verilerek doğum gerçekleşecekti. Son bir haftam "işallah pazar akşamından önce gelir de suni sancıya gerek kalmaz, oğlum istediği zaman gelir" diye düşünmekten iyice gerilmiştim. Bu hormonal patlamanın üzerine o filmi izlemek doğumu hızlandırdı sanırım ve oğlum pazar sabahı biz piknik planları yaparken, kendi kararıyla geleceğine dair ilk işareti verdi. Hazırlandık, evden tam çıkacakken eşim televizyonda Kenan Sofuoğlu'nun yarışını seyrediyordu ve "aşkım 2 tur kaldı, 2 dakkaya biter o zaman çıkarız" diyince eh bekledik 2 tur daha:)
Hastaneye gittiğimizde doğum hazırlıklarına başlamıştı bizim minik baykuş.