Bissürü ev aktivitesi birarada...

Belki de kaç yıldır yağmayan kar kendini bu seneye saklamıştır... Ankarayı pek (tamam hiç hem de hiç) sevmeyen biri olarak binalar ve asfalt kardan görünmediği için bu şehre azıcık ısınmaya başladım. Ama tabi karlar eriyince tekrar eskiye döneriz:) Eşim bugün dese kalkar deniz kenarında bir köye yerleşirim vala hiç hayır demem... (ilgililere duyuruluuurrr)
Belki sen seversin baykuşum bu şehri??? Zaten içinde sevdikleri olmasa insan niye yaşasın böyle bi yerde di mi? Neresi sevilir bu şehrin bilmiyorum ama sevecek bi tarafını bulursan bana da haber ver... Bir şehir plancısına Ankarayı sevdirmeye çalışmak biraz zor olacaktır tabi ama... dene bakalım:) 

Eveettt gelelim bugünkü aktivite köşemize.. Bu yazıda bissürü aktivite paylaşıcam. Öncekileri de ekliyim de arada kaynamasın...

Hayde iyi eğlenceleeerrrr....


Boşluk doldurmaca (Nam-ı diğer Fil in dı blenks) 

Boş yumurta kolisi ve cevizlerle oynadığımız bu oyunu bizim baykuş çok sevdi. Kutuyu kapatıp salladıkça çıkan sesle ritm tuttu bi de.. Cevizleri başka bir kaptan kolideki boşluklara attık, sonra bi de sallayıp çıkan sesi dinledik. Bu oyunu tekrarladıkça daha çok hoşuna gitmeye başladı.



Ev Koşullarında "Robotica"

Robotica için gerekli malzemeler kutu, folyo, uhu, şişe kapakları, plastik bardak, tuvalet kağıdı rulosu, pipetler ve sınırsız hayalgücü..
İstediğinizi yapıştırabilirsiniz, düğmeler, elişi kağıtları vs ile kendi roboticanızı yapabilirsiniz.
(Hatta aklıma şimdi geldi, eğer ışıklı bir oyuncağınız varsa kutuya delikler açıp içine onu da yerleştirebilirsiniz.) Birlikte vakit geçirmek ve minnaklarla "uhuyu verir misin" "düğmeyi yapıştırır mısın" gibi ortak çalışmalarda bulunabileceğiniz bir anne aktivitesi. 
Bir de bu aralar şişe kapaklarını toplayıp "ben bunlarla bişeyler yaparım ki" diyordum, ilk icraat bu çıktı. Bakalım kapak biriktirmeye devam, yakında yeni kapak projelerimle karşınızda olacağım:)

Evde Aykumu (moonsand) nasıl yapılır?
Aykumunu internette görünce bi yerlerde ilk aklıma gelen hazır almaktı. Ama internetten küçük bir araştırma sonucunda "ben yaparım ki, çok basitmiş" dedim ve hop şöyle bişi çıktı ortaya. Nerden bulduğumu hatırlamıyorum tarifi ama her yerden ulaşabilirsiniz.

Gerekli malzemeler : 6 bardak un, 2 bardak irmik, 2 bardak bebek yağı

Ben evde irmik az kaldığından yarın ölçü kullandım (kendime not:eve giderken irmik almayı unutma) böle bişi çıktı ortaya... Kıvamı cıvık olursa unla ya da irmikle takviye yapabilirsiniz.


Elma ağacı ve renkler
Evde elişi kağıtlarınz yoksa renkli objeler veya poşetleri keserek de yapabilirsiniz aslında. Yeşil, kırmızı ve turuncu kağıtları dal, yaprak ve meyve gibi olacak şekilde kesip, bu parçalarla oynayabilirsiniz. Minnak için hem renkleri öğrenmede hem de ince motor becerilerini geliştirmede yardımcı olacağını düşünüyorum.
Bu aktiviteyi babanneyle evde oynasınlar diye hazırlamıştım, baya eğlenmişler:) Yaşasın süper babanne!!!

Halka oyunu

Yine plastik bardak ve tabaklardan bir oyun 
Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi düzeneğimizi hazırlayıp yavru ceylanımızın oyuna katılmasını bekliyoruz:) Bu oyunu oynarken kağandan çok ben eğlendim aslında. Akşam babasıyla halkaları direksiyon yapıp oynamak daha eğlenceli gelmişti ona.


Oh sonunda bu oyunları da paylaştım ya unutmadan, oldu bu iş:)
Sevgiler...


Yine kar var, hüzünlendim bak yine...

Bundan yaklaşık 1 ay önce yeni evimize taşınmıştık ve Enver iş seyahatine gitmişti. Annemler de kaplıca programları vardı ve biz minik baykuşla başbaşa 3 gün evde mahsur kalmıştık. Evin önündeki yol karla kaplıydı (şehir merkezinde böyle bir sorun yokmuş tabi) ve biz hiç dışarı çıkamadık 3 gün boyunca. 
Evde başbaşa kalmak o kadar güzeldi ki... İyi ki işe başlamamışım dedim. İyi ki doya doya yaşıyoruz şu 1.5 yılı... Hiç sıkılmadım, hiç bunalmadım (2 saatlik Kağan'ın ağlama krizini saymazsak tabi, onu da Nilgüşle uzuun bir telefon konuşmasının ardından atlattık)
Düşünüyorum da gerçekten ücretsiz izne ayrılmakla çok doğru bir karar vermişim... İlerde okuldu şuydu buydu derken seninle birlikte hiç bu kadar uzun zaman geçiremeyecektik belki de... O kadar özel bir yıl oldu ki benim için... Düşündükçe içim sızlıyor bak yine..
Bol bol karda yuvarlanma, (karla ilk büyük buluşma oldu), evde karla oynama, kutular, yemekler derken çabucak geçti vakit. O karların erimesini hiç istemedim ilk kez.. Sanki aylarca öyle kalabilirmişiz gibi gelmişti. 
Şimdi ise işyerinde, baykuşumdan uzakta seyrediyorum karın yağışını... (tabi çok da uzak değilim ama uzağım işte) Karda gezinen tilkileri seninle seyredemiyorum, kuşların ekmekleri yiyişini birlikte göremiyoruz, kar tanelerini havada yakalayamıyoruz... En azından bir süre daha bu böyle gidecek..:)
Aklıma geldikçe gözlerim doluyor, burnumun ucu sızlıyor (gerçekten varmış böle bişi) ve hemen yanına koşasım geliyor...
Bu aralar ne kadar hızlı değişiyor herşey... Değişim hep olacak hayatımızda artık sizinle birlikte:)

İşte geçen ayki evde kalma maceramızdan kalanlar...

Kağan neredeyse 1 yaşından beri kaşık kullanabiliyor ama Duman'la fazla birarada kalınca onun gibi yemek daha çok hoşuna gitti:)