Sevgili baykuşlarım:)
İkinize hazırlık süreci o kadar farklı ilerledi ki ben bile inanamıyorum.. Herkes söylerdi ikinci çocuk daha rahat diye de inanmazdım. Öyleymiş sanırım. Kağanı beklerken damacanadan su alamayan ben şimdi o damacanayı sürükleye sürükleye götürebiliyorum mesela:) Sanki dışarıdan izliyor gibiyim kendimi. Bazen o kadar koşturmacanın içindeyken içimden bir ses bağırıyor bana. "Edaaa dur biraz, bi nefes al" ama ben o sesi duymuyorum ve ertesi gün karnımdaki ağrı hatırlatıyor bana "dün ben demiştim" diye.
Üzülüyorum sonra. Kağanı beklerken
hep dinlendim, sakin ve dingin bir hayatım vardı. Ama şimdi Metehanı beklerken neden böyle acımasızca davranıyorum bilmiyorum. Sanırım korkuyorum. Hayatımın değişmesinden, eve tıkılıp kalmaktan, tekrarlayan uykusuz gecelerden, "sütün yetmiyodur" diyenlerden, hayatıma karışmaya çalışanlardan korkuyorum sanırım...
Ama tüm bu korkuların yanında umut da var tabi... Artık biliyorum, önümü görebiliyorum, gaz sancılarının, ağlamaların, kusmaların geçici olduğunu biliyorum. Ek gıdaya geçerken daha rahat davranacağımı, ne pişireceğimi, ne zamanların kendime ait olacağını, ordan oraya koşturmayacağımı ve Kağana göre daha dingin bir dönem geçirmem gerektiğini biliyorum.
Artık ben bir değil iki baykuşannesi olacağım... "Anne" olmak ne kadar uzaktı bana, ben hayal kurarken... Şimdiyse ne kadar tuhaf. Dedim ya kendimi dışarıdan izliyor gibiyim.
Başka neler mi değişti... Korkularım ve endişelerim bi kat daha arttı mesela. "Ya bize bişey olursa..." ile başlayan cümleler sarıyor etrafımı günden güne. Sonra ya bugünlerin hatırasıyla yaşamak zorunda kalırsam bigün diyorum... Peki ya yakınken uzak olursak sizlerle... Hayat ne getirecek bilmiyorum... Ama ben bazen korkuyorum... Belki de bundandır hırçınlığım, kararsızlığım, kızgınlığım... Ve gözyaşlarım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder