Ne çabuk geçiyor zaman ve sen ne çabuk büyüyorsun benim tatlı baykuşum..Dün ilk uzun soluklu ayrılığımızı yaşadık seninle. Sabah 9 - akşam 6 arasında kalbimin bir köşesi hep sızladı... Bundan sonra da böyle olacak hafta içi günlerinde...
Hafta içinde kalbimin içi yangın yeri...
Haftaiçinde kalbimin içi sen dolu...
Senin kokunu taşıyacağım içimde bir yerlerde...
Dün sabah ilk işgünüm olduğu için (1,5 yıl ara verdim kolay değil tabi) kahvaltıya senden epey bi sonra geldim. Sen bunun şaşkınlığından mı yoksa beni iş kostümüyle görünce mi bilmem kafanı çevirip uzun uzuun inceledin beni... Belki de "vay be annem hiç böyle şeyler giymezdi hayırdır" dedin içinden...
Sonra birlikte kahvaltı yaptık ve babannenler geldi. Ben seni babana bıraktım ilk kez ve babandan önce sabahın erken saatlerinde çıktım evden...Siz bana el sallarken ağlıyordun ufaktan, kalbimin içini sızlatarak..
İlk ayrılığımız değildi bu ama diğer günlerde benim gitmemi gelmemi pek sallamayan sen bugün ağlayınca yol uzun geldi gözüme... Ne kadar devam edecek bu süreç bilmiyorum ama seni özlüyorum şimdiden..
Akşam eve dönerken arabaya bindiğimde senin sarı atkını görünce daha da duygulandım...
Eve gelince bana kaçamak gülücükler attın babanın kucağından, nasıl mutlu etti o gülüşler beni... Bana sarılıp sırtıma vurman, çenemi ısırman...
Yazdıkça aklıma geliyor da daha da sızlıyor kalbimin içi.
İyi ki bu 17 ayı birlikte dolu dolu yaşayarak, birbirimizle geçirmişiz... Hayatımın belki de en özel 1,5 yılı oldu bu dönem...
İyi ki gelmişsin, iyi ki....
Seni seven annen..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder